24 Kasım 2013 Pazar

Tekrar O Duyguyu Hissetmek

Aşk hiç ummadığın bir anda, kelebeğin bir günlük ömrü gibi o anda konar...  
Yakaladın yakaladın yoksa yine aynı tas, yine aynı hamam hesabı beklemek zorunda kalırsın... 
O hep bahsedilen ok atıldığı zaman, kaçmamalısın, korkmamalısın, kendini toplamalı ve aşk uğrunda feda etmelisin...ama buna değecek bir kişi ise...
Çünkü hayatında daha önce zaten kaybetmiş, yenik düşmüş ve balçık bir bataklığa saplanmışsındır. Eğer çıkmak için bir hamle yapmaz isen o bataklık içinde çürüyüp kaybolursun...
Aşkı yakaladığında, zaman kavramı ortadan kalkar. Zamanın artık hiçbir önemi yoktur, çünkü senin zamanın O'dur... Onunla yaşarsın, hem içinde hem dışında... Tüm insanların, tüm canlıların arasından sadece onun sesini duyarsın, hep sana seslenir... Ben burdayım diye...
Aşk gözünü kör öder... Tek bir renk, tek bir silüet görürsün...Yalnızca o vardır ve her şeyde biraz onu anımsatır. Onun fotoğrafını görürsün...
Onun görüntüsüdür, sesidir aşk... Ruhtur ve onu şekillendirdiğimiz bir vücuttur. Saçlarının uzun, kısa, gözlerinin ela, siyah, sarışın yada esmer olması seni ilgilendirmez... Çünkü artık o içine sinmiş ve içine sinmişliği vardır... 
Kalbinin ritmi olduğundan daha yüksek çarpar. O göğüs kafesinin içinde kasılır, gevşer, sıkışır.... Kalbin çarpmasıdır,  sıkışmasıdır aşk. Kalbin başka avuçlarda hissedilmesidir aşk…
Değerlidir aşk... Buldun mu kaybetmek istemezsin ve korursun...
Aşk sarhoşluktur ; bir yudumunu içtiğinde seni öyle bir sarhoş eder kendinde değilsindir artık. İlk yudumda seversin tadını, ikinci dublesinde alışır, üçüncü dubleyi içtiğinde artık eskisine girmeye başlarsın ve onunla yaşamayı öğrenirsin.
Şairlik, yazarlıktır aşk...Aşk için yapamayacağın şey yoktur... Tıpkı şu an benimde bu satırlarım yazdığım gibi...
 Aşk umuttur... O umudu bir tek onunla yaşayabilmektir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder