2 Şubat 2014 Pazar

Umutsuz bir deneme daha...



         Her şey yolunda giderken, bir anda bir şeyler olur ve o kadar hızla gelişir ki bir anda suçlanır, yargılanır ve hükmün verilir. O anda hiçbir şey yapamazsın, ne yapsan işe yaramaz çünkü zaten kalemin kırılmıştır.

         O an cezan okunur ve bir anda karanlığa gömülürsün ve gideceğin yer tekrar gireceğin o müebbet yediğin hücrendir.

          Hücrene atarlar, neden diye düşünürsün, neden ben diye... O kadar kişiliksiz, adi vb. gibi kişiler suçlu oldukları halde dışarıda ve suçsuz yere ben niye buradayım diye düşünürsün...

         Her defasında aynı masum suçtan aldığın ceza zor gelir.... sonra hücren senin hayatın olur ve kararlar
alırsın, kendin için yaşayacağına, o dört duvarı kendine zindan değilde, bir ömür yaşayacağın mutlu bir hayata çevireceğine dair...

          O günden sonra beyninde bu sorular ortaya çıkar, Max DePree'nin sözünü hatırlarsın ve değişmeye karar verirsin (Olduğumuz kişi olmaya devam edersek, istediğimiz kişi olamayız)....
         
           Kararını verirsin ve bunca yıl yattığın masum bir mahkum yerine, o cezayı hak eden bir katil olmaya...

           bundan sonra acıdan beslenmeye başlarsın...



7 Aralık 2013 Cumartesi

Bazen yenilmek...

Evet çok garip bir duygu bu... Belkide sonucu ne olacağını bildiğin halde yaşama tutunmakta olabilir. Sırf hayata kadere inat...

Sanırım bu gücüde o veriyor.. Yani umudu veriyordu.

Kalp tamir edilebiliyor bir şekilde ama umudun yok olunca ne yapacağını bilemiyorsun... En kötüsü de bu sanırım ...

Fazla melankolik bir havadayım bugün sanırım...